Bulunduğumuz dünyada, gerçek ile sanal arasındaki sınırlar genellikle belirsizdir. Aşina ve rahat olan şeyleri gerçek olarak kabul etmeye, yabancı ve uzak olanları ise sahte olarak görmeye alışkınız. Ancak, bu yargı ölçütü genellikle kişiden kişiye değişir ve nesnellikten yoksundur. Felsefi bir bakış açısıyla, bulunduğumuz dünyanın iyi tasarlanmış bir yanılsama olmadığını nasıl belirleriz? Gerçek olduğunu düşündüğümüz şeylerin sadece beynimizdeki elektrik sinyalleri tarafından üretilen bir yanılsama olmadığını nasıl doğrulayabiliriz? Bu sorular, gerçekliğin doğası üzerine derin düşüncelere yol açmaktadır.
Anlamlı bir ortamda bulunduğumuzda, öz farkındalığımız değişir. Örneğin, bir oyuna tamamen konsantre olduğumuzda, oyundaki karakterler başka bir benliğimiz haline gelir ve oyun dünyası, mevcut en önemli gerçekliğimiz olur. Bu durumda, bedenimiz adeta zihinsel etkinlikleri sürdüren bir taşıyıcıymış gibi hissedilir ve oyun dünyasındaki gerçeklikten kopar.
Bu öznel kayma fenomeni, yeni gerçeklikler inşa etmemizi sağlıyor. Blockchain teknolojisinin merkezi olmayan yapısı ve değiştirilemezliği, bu yeni gerçeklikleri inşa etmek için sağlam bir temel sağlıyor. Geliştirdiğimiz büyük ölçekli merkeziyetsiz uygulamalar, artan katılımcı grubunu destekleyebilir. Bu uygulamalar sadece eğlence amaçlı değil, aynı zamanda insanların kendi davranışlarının sorumluluğunu üstlenmeleri gereken bir ortam yaratabilir.
Ancak birçok kişi, inşa edilen bu büyük merkeziyetsiz uygulamaları ciddiye almıyor. Onlar, on-chain dünyasını mevcut dünyanın basit bir tamamlayıcısı olarak görüyor ve bunu isteğe bağlı veya ikincil bir şey olarak düşünüyorlar. Bu tutum, bu uygulamaların içsel güvenilirliğini zayıflatabilir ve gelecekteki on-chain dünya sakinlerinin uzun vadeli, istikrarlı değer sağlayan yapıcı faaliyetlere katılmasını zorlaştırabilir.
Oyunlar, büyük ölçekli uygulamaların önemli bir parçasıdır. Geleneksel merkezi oyun platformları güçlü bir çekiciliğe sahip olsa da, çökme riskiyle de karşı karşıyadırlar. Buna karşın, tamamen on-chain oyunlar daha yüksek bir istikrar ve güvenilirlik sunar. Bu temel üzerinden, fiziksel dünyadan daha gerçek, daha hayal gücü dolu bir gerçeklik inşa etmeyi deneyebiliriz: Daha vahşi, romantik ve güzel bir dünya.
Gerçek hayatta, hayatta kalma, sağlık koruma, sosyal etkileşim ve gelir kazanma gibi çeşitli temel ihtiyaçlarla başa çıkmamız gerekiyor. Bu ihtiyaçlar, zamanımızın ve enerjimizin büyük bir kısmını tüketiyor. Teknolojinin ilerlemesiyle, maddi kaynaklar daha bol hale geldi, insan ömrü uzadı ve yapay zeka daha fazla temel görevi devraldı. "on-chain gerçekçilik aşırıcılığı", insanlığın karşılaştığı ruhsal krizi çözmek için yeni bir yol sunuyor.
Biz, "on-chain gerçekçilik aşırılığı"nın sadece yeni bir trend değil, aynı zamanda medeniyetin kendisinin evrimi olduğuna inanıyoruz. Bu yeni gerçeklikte, herkes kendi efendisi olabilir, anlamsız seçimlerden kurtulabilir ve kendine ve tüm insanlığa ait bir gelecek inşa edebilir. On-chain gerçekliğinin dünyasında, artık dışsal emirlerin pasif alıcıları değil, daha özgür, daha romantik ve daha umut dolu bir geleceğin aktif yaratıcılarıyız. Bu gelecek, daha önce "gerçek" olarak düşündüğümüzden daha gerçek ve derin olabilir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
11 Likes
Reward
11
5
Share
Comment
0/400
GmGmNoGn
· 16h ago
Gerçekle hayali ayırt etmek zor.
View OriginalReply0
RugDocDetective
· 16h ago
Metaverse gerçek
View OriginalReply0
0xSoulless
· 16h ago
Gerçeklik ve hayal arasındaki fark sadece bir düşüncededir.
On-chain gerçekçilik büyükçülüğü: Web3 dünyasının sonsuz olasılıklarını keşfetmek
Sanal Dünyadan Gerçekliğe: On-chain Dünyasının Sınırsız Olanaklarını Keşfetmek
Bulunduğumuz dünyada, gerçek ile sanal arasındaki sınırlar genellikle belirsizdir. Aşina ve rahat olan şeyleri gerçek olarak kabul etmeye, yabancı ve uzak olanları ise sahte olarak görmeye alışkınız. Ancak, bu yargı ölçütü genellikle kişiden kişiye değişir ve nesnellikten yoksundur. Felsefi bir bakış açısıyla, bulunduğumuz dünyanın iyi tasarlanmış bir yanılsama olmadığını nasıl belirleriz? Gerçek olduğunu düşündüğümüz şeylerin sadece beynimizdeki elektrik sinyalleri tarafından üretilen bir yanılsama olmadığını nasıl doğrulayabiliriz? Bu sorular, gerçekliğin doğası üzerine derin düşüncelere yol açmaktadır.
Anlamlı bir ortamda bulunduğumuzda, öz farkındalığımız değişir. Örneğin, bir oyuna tamamen konsantre olduğumuzda, oyundaki karakterler başka bir benliğimiz haline gelir ve oyun dünyası, mevcut en önemli gerçekliğimiz olur. Bu durumda, bedenimiz adeta zihinsel etkinlikleri sürdüren bir taşıyıcıymış gibi hissedilir ve oyun dünyasındaki gerçeklikten kopar.
Bu öznel kayma fenomeni, yeni gerçeklikler inşa etmemizi sağlıyor. Blockchain teknolojisinin merkezi olmayan yapısı ve değiştirilemezliği, bu yeni gerçeklikleri inşa etmek için sağlam bir temel sağlıyor. Geliştirdiğimiz büyük ölçekli merkeziyetsiz uygulamalar, artan katılımcı grubunu destekleyebilir. Bu uygulamalar sadece eğlence amaçlı değil, aynı zamanda insanların kendi davranışlarının sorumluluğunu üstlenmeleri gereken bir ortam yaratabilir.
Ancak birçok kişi, inşa edilen bu büyük merkeziyetsiz uygulamaları ciddiye almıyor. Onlar, on-chain dünyasını mevcut dünyanın basit bir tamamlayıcısı olarak görüyor ve bunu isteğe bağlı veya ikincil bir şey olarak düşünüyorlar. Bu tutum, bu uygulamaların içsel güvenilirliğini zayıflatabilir ve gelecekteki on-chain dünya sakinlerinin uzun vadeli, istikrarlı değer sağlayan yapıcı faaliyetlere katılmasını zorlaştırabilir.
Oyunlar, büyük ölçekli uygulamaların önemli bir parçasıdır. Geleneksel merkezi oyun platformları güçlü bir çekiciliğe sahip olsa da, çökme riskiyle de karşı karşıyadırlar. Buna karşın, tamamen on-chain oyunlar daha yüksek bir istikrar ve güvenilirlik sunar. Bu temel üzerinden, fiziksel dünyadan daha gerçek, daha hayal gücü dolu bir gerçeklik inşa etmeyi deneyebiliriz: Daha vahşi, romantik ve güzel bir dünya.
Gerçek hayatta, hayatta kalma, sağlık koruma, sosyal etkileşim ve gelir kazanma gibi çeşitli temel ihtiyaçlarla başa çıkmamız gerekiyor. Bu ihtiyaçlar, zamanımızın ve enerjimizin büyük bir kısmını tüketiyor. Teknolojinin ilerlemesiyle, maddi kaynaklar daha bol hale geldi, insan ömrü uzadı ve yapay zeka daha fazla temel görevi devraldı. "on-chain gerçekçilik aşırıcılığı", insanlığın karşılaştığı ruhsal krizi çözmek için yeni bir yol sunuyor.
Biz, "on-chain gerçekçilik aşırılığı"nın sadece yeni bir trend değil, aynı zamanda medeniyetin kendisinin evrimi olduğuna inanıyoruz. Bu yeni gerçeklikte, herkes kendi efendisi olabilir, anlamsız seçimlerden kurtulabilir ve kendine ve tüm insanlığa ait bir gelecek inşa edebilir. On-chain gerçekliğinin dünyasında, artık dışsal emirlerin pasif alıcıları değil, daha özgür, daha romantik ve daha umut dolu bir geleceğin aktif yaratıcılarıyız. Bu gelecek, daha önce "gerçek" olarak düşündüğümüzden daha gerçek ve derin olabilir.