Celestia ve Polychain dumping olayı derinlemesine incelenmesi
Son zamanlarda, kripto para alanında dikkat çekici bir dumping olayı gerçekleşti. Tanınmış bir yatırım kuruluşu, belirli bir veri kullanılabilirlik katmanı projesinin tokenlerinden büyük miktarlarda sattı ve bu durum piyasada geniş bir tartışma yarattı. Bu makalede, bu olayı çeşitli açılardan derinlemesine analiz edecek, artılarını ve eksilerini tartışacak ve bu durumdan çıkarabileceğimiz dersleri inceleyeceğiz.
Yatırımcıların Karı: Meşru mu Değil mi?
Birçok kişi bu dumping olayını sorguluyor ve bunun bir tür yağmacılık davranışı olduğunu düşünüyor. Ancak, risk sermayesi fonlarının doğasının, erken yatırım risklerini üstlenerek getiriler elde etmek olduğunu anlamamız gerekiyor. Bu yatırım kuruluşu sadece bu projenin erken aşamasına yatırım yapmakla kalmadı, aynı zamanda o dönemde oldukça yenilikçi olan "dış veri erişilebilirlik katmanı" kavramına da bahis yaptı.
Aslında, herkes günlük yaşamlarında seçimler yapıyor ve riskler alıyor, fark yalnızca riskin niteliği ve ölçeği. Dikkate değer olan, bu kurumun tek yatırımcı olmadığı, başka birçok risk sermayesi fonunun da bu süreçte yer aldığıdır. Ancak, diğer kurumların işlem verilerinin izlenmesinin zor olması nedeniyle, eleştiriler esas olarak bu bir kurum üzerinde yoğunlaşıyor, bu yaklaşım açıkça yeterince adil değil.
Proje Ekibinin Karlılık Sorunu
Kripto alanında yaygın bir şekilde ciddi bir kârlılık sorunu bulunmaktadır: Çoğu protokol kârlı değildir ve kârlılığı bile düşünmemektedir. Veri platformlarının istatistiklerine göre, bu proje şu anda günde yalnızca yaklaşık 200 dolar gelir elde etmekte, ancak yaklaşık 570 bin dolar değerinde token teşviki dağıtmaktadır.
Pek çok proje ekibi, token satışını ana kâr kaynağı olarak görürken, uzun vadeli sürdürülebilir iş modeli üzerinde durmamaktadır. Ancak, yatırımcıların fonları sonsuz değildir ve token sayısı da sınırlıdır. Proje kâr etmediğinde, ekiplerin işletme maliyetlerini karşılamak için bazı tokenları satmak zorunda kalması da anlaşılabilir bir durumdur.
Token Modelinin İkilemi
Son yıllarda, yatırımcılar hisse senedi yatırımı yerine token yatırımlarına yönelmeye başladı. Bu trendin arkasında karmaşık nedenler bulunuyor:
Birçok kripto yerel girişim sermayesi, hisse senedi yatırımlarını sevmez çünkü çıkış zorlaşır.
Token değerlemesi genellikle hisse senedi değerlemesinden yüksektir, bu da ekibin daha fazla fon toplamasını sağlar.
Bu durum, proje ekiplerini token modelini seçmeye doğrudan teşvik ediyor. Token ihraç etmek, sadece daha fazla yatırımcı çekmekle kalmaz, aynı zamanda net bir kamu piyasası çıkış yolu da sağlar. Ekipler için bu, daha yüksek değerleme ve daha fazla geliştirme fonu anlamına gelir.
Ancak, bu model genellikle bireysel yatırımcıların kayıplarına ve risk sermayesi firmalarının kazançlarına yol açmaktadır. Çoğu altyapı veya yönetişim token'inin aslında spekülatif token'lerle aynı olduğu görüşü hakimdir.
Düşünme ve İpuçları
Girişim sermayesi kurumlarının birincil hedefi kâr elde etmektir, bu noktada eleştirilmemelidir. Önemli olan, meşru yatırım faaliyetlerini yanıltıcı piyasa manipülasyonundan ayırt etmektir.
Proje ekibi, yalnızca token satışına dayanmak yerine sürdürülebilir bir iş modeli tasarlamalıdır. Karlılık veya en üst düzey teknoloji, projenin uzun vadeli başarısının anahtarıdır.
Token ekonomisi tasarımı son derece önemlidir, projelerin erken aşamalarında yeterince dikkate alınmalıdır.
Teknik yenilik ve token fiyatları her zaman doğrudan ilişkili değildir. Piyasa duygusu genellikle aynı proje hakkında farklı dönemlerde tamamen zıt değerlendirmelere yol açabilir.
Yatırımcılar ve topluluk üyeleri mantıklı kalmalı, kısa vadeli fiyat dalgalanmaları nedeniyle projeye aşırı uç değerlendirmelerde bulunmamalıdır.
Genel olarak, bu olay bize kripto projelerinin iş modeli, token ekonomisi tasarımı ve yatırımcı davranışları üzerine derinlemesine düşünme fırsatı sundu. Bu dersleri almadıkça, tüm sektör daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir yöne doğru ilerleyemez.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
15 Likes
Reward
15
6
Share
Comment
0/400
CantAffordPancake
· 7h ago
Kapitalistler hepsi vampir, bireysel yatırımcılar yine insanları enayi yerine koymak.
View OriginalReply0
FUD_Vaccinated
· 7h ago
dipten satın almanın cesareti yok, kara kuğu ile alay et.
View OriginalReply0
BtcDailyResearcher
· 7h ago
Yine büyük sermaye tarafından yere sürtüldüm demek ki~
View OriginalReply0
NewPumpamentals
· 7h ago
Başka kim boğa koşusunu bekliyor?
View OriginalReply0
ForkTongue
· 8h ago
Yine bir Emiciler Tarafından Oyuna Getirilmek efsanesi yıkıldı~
View OriginalReply0
EyeOfTheTokenStorm
· 8h ago
Kuantum modelime göre, satış miktarı tarihsel dip seviyesinin %90'ını aştı, riskten kaçınmanızı öneririm.
Celestia Token dumping olayı analizi: Yatırımcıların kazanç elde etmesinden proje kârı sıkıntısına
Celestia ve Polychain dumping olayı derinlemesine incelenmesi
Son zamanlarda, kripto para alanında dikkat çekici bir dumping olayı gerçekleşti. Tanınmış bir yatırım kuruluşu, belirli bir veri kullanılabilirlik katmanı projesinin tokenlerinden büyük miktarlarda sattı ve bu durum piyasada geniş bir tartışma yarattı. Bu makalede, bu olayı çeşitli açılardan derinlemesine analiz edecek, artılarını ve eksilerini tartışacak ve bu durumdan çıkarabileceğimiz dersleri inceleyeceğiz.
Yatırımcıların Karı: Meşru mu Değil mi?
Birçok kişi bu dumping olayını sorguluyor ve bunun bir tür yağmacılık davranışı olduğunu düşünüyor. Ancak, risk sermayesi fonlarının doğasının, erken yatırım risklerini üstlenerek getiriler elde etmek olduğunu anlamamız gerekiyor. Bu yatırım kuruluşu sadece bu projenin erken aşamasına yatırım yapmakla kalmadı, aynı zamanda o dönemde oldukça yenilikçi olan "dış veri erişilebilirlik katmanı" kavramına da bahis yaptı.
Aslında, herkes günlük yaşamlarında seçimler yapıyor ve riskler alıyor, fark yalnızca riskin niteliği ve ölçeği. Dikkate değer olan, bu kurumun tek yatırımcı olmadığı, başka birçok risk sermayesi fonunun da bu süreçte yer aldığıdır. Ancak, diğer kurumların işlem verilerinin izlenmesinin zor olması nedeniyle, eleştiriler esas olarak bu bir kurum üzerinde yoğunlaşıyor, bu yaklaşım açıkça yeterince adil değil.
Proje Ekibinin Karlılık Sorunu
Kripto alanında yaygın bir şekilde ciddi bir kârlılık sorunu bulunmaktadır: Çoğu protokol kârlı değildir ve kârlılığı bile düşünmemektedir. Veri platformlarının istatistiklerine göre, bu proje şu anda günde yalnızca yaklaşık 200 dolar gelir elde etmekte, ancak yaklaşık 570 bin dolar değerinde token teşviki dağıtmaktadır.
Pek çok proje ekibi, token satışını ana kâr kaynağı olarak görürken, uzun vadeli sürdürülebilir iş modeli üzerinde durmamaktadır. Ancak, yatırımcıların fonları sonsuz değildir ve token sayısı da sınırlıdır. Proje kâr etmediğinde, ekiplerin işletme maliyetlerini karşılamak için bazı tokenları satmak zorunda kalması da anlaşılabilir bir durumdur.
Token Modelinin İkilemi
Son yıllarda, yatırımcılar hisse senedi yatırımı yerine token yatırımlarına yönelmeye başladı. Bu trendin arkasında karmaşık nedenler bulunuyor:
Bu durum, proje ekiplerini token modelini seçmeye doğrudan teşvik ediyor. Token ihraç etmek, sadece daha fazla yatırımcı çekmekle kalmaz, aynı zamanda net bir kamu piyasası çıkış yolu da sağlar. Ekipler için bu, daha yüksek değerleme ve daha fazla geliştirme fonu anlamına gelir.
Ancak, bu model genellikle bireysel yatırımcıların kayıplarına ve risk sermayesi firmalarının kazançlarına yol açmaktadır. Çoğu altyapı veya yönetişim token'inin aslında spekülatif token'lerle aynı olduğu görüşü hakimdir.
Düşünme ve İpuçları
Girişim sermayesi kurumlarının birincil hedefi kâr elde etmektir, bu noktada eleştirilmemelidir. Önemli olan, meşru yatırım faaliyetlerini yanıltıcı piyasa manipülasyonundan ayırt etmektir.
Proje ekibi, yalnızca token satışına dayanmak yerine sürdürülebilir bir iş modeli tasarlamalıdır. Karlılık veya en üst düzey teknoloji, projenin uzun vadeli başarısının anahtarıdır.
Token ekonomisi tasarımı son derece önemlidir, projelerin erken aşamalarında yeterince dikkate alınmalıdır.
Teknik yenilik ve token fiyatları her zaman doğrudan ilişkili değildir. Piyasa duygusu genellikle aynı proje hakkında farklı dönemlerde tamamen zıt değerlendirmelere yol açabilir.
Yatırımcılar ve topluluk üyeleri mantıklı kalmalı, kısa vadeli fiyat dalgalanmaları nedeniyle projeye aşırı uç değerlendirmelerde bulunmamalıdır.
Genel olarak, bu olay bize kripto projelerinin iş modeli, token ekonomisi tasarımı ve yatırımcı davranışları üzerine derinlemesine düşünme fırsatı sundu. Bu dersleri almadıkça, tüm sektör daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir yöne doğru ilerleyemez.