Finansal piyasalarda bulunmak istiyorsanız kazanmanız gereken bazı alışkanlıklar bulunmaktadır. Bunlardan ilki sıklıkla vurguladığım finansal okuryazarlıktır. Finansal okuryazarlığınızı geliştirmek için davranışsal ekonomi, kitle psikolojisi, yatırımcı davranışları, finansal piyasalar gibi birçok konuda araştırmalar yapmalı, bol bol kitap okumalı, podcast dinlemeli ve ilgili konularda videolar izlemelisiniz. Bir başka yazımda içeriklerden kısa özetler vererek bireysel yorumlarla birlikte önerilerde bulunabilirim.
Finansal okuryazarlığınızı geliştirmeniz tek başına yeterli olmayacaktır. Bunun yanı sıra kendinizi teknik ve temel analiz bağlamında da geliştirmeniz gerekmektedir. Teknik analiz öğrenmeye yeni başlayan birçok kişi durmadan grafik çalışmaya ve denemeye devam etmek konusunda zorlandığını ifade etmektedir. Bugünkü yazımda daha çok bu konuya odaklanmak istiyorum.
Zorlukları kabullenmekle başlayabilirsiniz
Bu duruma yol açan temel sebepler incelendiğinde kişinin kendi yetkinliğinin ne düzeyde olduğundan emin olamaması, davranışlarının sonuçlarını hemen görememesi, sürekli aynı eylemin tekrarlanmasının sıkıcı olması, kişinin hayatında farklı önceliklerinin bulunması, hayatını sürdürebilmesi ve gündelik ihtiyaçlarını karşılaması için belirli miktarda paraya ihtiyaç duyması ve hızlı para kazanma isteği gibi birçok sebep sayılabilir. Bunların her biri de haklı sebepler olabilir fakat yine de eğer finansal piyasalarda bulunmak ve yatırımcı veya trader olmak istiyorsanız düzenli olarak takip etmek zorunda olduğunuzu bilmeniz ve işe bu ön koşulla başlamanız gerekmektedir. Özellikle kripto piyasalarının 7/24 açık olduğu ve piyasaların farklı borsaların (İngiltere Borsası, Çin Borsası, ABD Borsası vs.) açılışından veya kapanışından etkilendiği göz önünde bulundurulursa takip etmeniz gereken çok fazla faktör vardır. Yapmanız gereken ilk şey bu durumu ve zorlukları kabullenmek olacaktır (çünkü burası böyle bir yer).
Başarısızlıkla barışmak
İkinci kabul etmeniz gereken şey ise sürecin her zaman yukarı doğru değil, tıpkı kalp ritmi gibi yukarı aşağı şeklinde olacağıdır. Alışkanlıklar doğası gereği rutine dönüştükçe daha az ilgi çekici ve tatmin edici hale gelmeye başlar. Bir süre sonra aynı şeyi yapıp durmaktan sıkılırsınız. Sürekli motive olunabilen bir işte herkes çalışabilir fakat asıl fark yaratan şey, işe heyecan verici olmadığı zamanlarda da devam edebilmektir. Kusursuz olmanın tek yolu, aynı şeyi defalarca kez yapmaktan ve bunu sevebilmeyi öğrenmekten geçmektedir. Birçok başarılı insana (Kobe Bryant, Cristiano Ronaldo, Henry Ford, Stephen King, Thomas Edison, Bruce Lee) baktığınızda defalarca kez başarısız da olsalar tekrarlamayı bırakmadıklarını ve başarısızlıkla barışılması, ondan faydalanılması gerektiğini vurguladıklarını görebilirsiniz.
Bu yazıyı yazarken Nilay Örnek’in Nasıl Olunur adlı podcastinde Harun Tekin bölümünü dinliyordum. Mor ve Ötesi’nin solisti Harun Tekin de kendi başarısını tekrar ve sürekliliğe bağlamakta, “Alıştırmak mükemmelleştirir” felsefesine inandığını vurgulamaktaydı. Anlayabileceğiniz üzere hayatın her alanında profesyoneller programlarına bağlı kalıp tekrar ederken, amatörler ise hayatın araya girmesine izin verir ve az çabayla başarıya ulaşabileceğine inanır. Bunu sağlamak adına yazının devamında bazı taktikler de vereceğim.
Denemekten başka yol yok
Tekrarlama ve deneme ile ilgili James Clear’ın Atomik Alışkanlıklar kitabında bahsettiği bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Florida Üniversitesi’nde profesörlük yapan Jerry Uelsmann ilk ders gününde film fotoğrafçılığı öğrencilerini iki gruba ayırmıştır. Sınıfın sol tarafındaki herkesin “nicelik” grubu (yani ürettikleri çalışmaların sayısına göre not alacaklar), sağ tarafındaki herkesin ise “nitelik” grubu olacağını (yani ürettikleri tek bir çalışmanın kalitesine göre not alacaklar) söylemiştir. Dönem sonunda ise en iyi fotoğrafların “nicelik” grubundaki kişiler tarafından ortaya konduğunu görmüş ve bu duruma şaşırmıştır. James Clear’a göre bu durumda şaşılacak pek bir şey yoktur çünkü sol taraftaki öğrenciler dönem boyunca birçok fotoğraf çekmiş, farklı yöntemler denemiş, hatalarından ders çıkararak en iyi fotoğraflara ulaşmıştır. Öte yandan “nitelik” grubundaki kişiler ise çektikleri fotoğraf için spekülasyon yapmaktan öteye gidememişti. Hocalarını fotoğraflarının neden çok kaliteli olduğuna ikna etmeye çalışıyorlardı. Görebileceğimiz üzere ne kadar çok denersek o kadar öğrenmeye yatkın oluyoruz.
Benzer örneği kripto piyasalarında da görebilmekteyiz. Sürekli tekrar ve sayısız test konusunda en iyi örnek olabilecek ve bunu sıklıkla tekrar eden Efloud’u temel alalım. Tweetlerine bakıldığında yalnızca analizlerini atmakta ve planını açıklamaktadır. Sayısız kez tekrar ettiği şeyi bir kere daha tekrar etmektedir. Öte yandan kripto fenomenlerinin çoğuna baktığınızda ise “bilemedikleri/yanıldıkları” birçok şeyi haberlere, insider yatırımcılara, kripto para borsalarına ve manipülasyonlara dayandırmaktadır. Birçoğu tıpkı “nitelik” grubundaki öğrenciler gibi spekülasyonlar yapmaktadır… Dolayısıyla kendinize bahaneler bulmak ve para kaybetmek istemiyorsanız sıkılsanız da sürekli tekrar yapmak zorundasınız.
İyi alışkanlıkların bedeli şu anda, kötü alışkanlıkların ise…
Kişileri sürekli grafik çalışmaktan (finans piyasalarına yönelik somut bir örnek olması açısından yazı boyunca grafik incelemeyi alışkanlık haline getirme davranışını ele alacağım) ve iyi alışkanlıkları sürdürmekten alıkoyan bir başka sebep, davranışın kendisi ile sonuçları arasındaki zaman tutarsızlığıdır. “İyi alışkanlıklarınızın bedeli şu anda ödenir. Kötü alışkanlıklarınızın bedeli ise gelecekte.”
İnsan beyni yakın ve hızlı ödülleri geciken ödüllere tercih edecek şekilde gelişmiştir. İlk atalarımız günlerini ciddi tehditlere karşılık vererek, bir sonraki öğününü arayarak ve hayatta kalmaya çalışarak geçiriyordu. Dolayısıyla hızlı hazza yüksek değer biçmek daha adaptifti. Öte yandan birçok eylem için amaçlanan karşılıkları almak çok daha sonra gerçekleşmektedir. Örneğin para biriktiriyor ve yatırım yapıyorsunuz fakat karşılığını (belki) yıllar sonra alabiliyorsunuz. Dopamin kısmında da anlattığımız gibi hızlı ödüllendirilen davranışlar tekrarlanırken, hemen cezalandırılan eylemlerden kaçınılır. Elde ettiğimiz tecrübeler tatmin edici olduğunda o davranışı tekrarlama olasılığımız da artmaktadır. Bu nedenle bir alışkanlığın yer edebilmesi için azıcık bile olsa başarılı hissedilmelidir. Bununla ilgili örnek bir taktik verebilirim.
Ataş tekniği nedir?
James Clear’ın kitabında gördüğüm ve oldukça efektif bulduğum bir yöntem olan “ataş tekniği” ile hem mevcut ilerlemenizi görebiliyor hem de alışkanlığınızı görselleştirerek somut ve sayısal bir şekilde çerçevelendirmiş oluyorsunuz. İhtiyacınız olan şey yalnızca biri boş, diğeri 365 adet ataş ile dolu iki kavanozdan ibaret. Sonrasında ise kendinize bir davranış hedefi belirlemeniz gerekmektedir. “Her gün iki saat grafiklere çalışacağım” gibi spesifik, ölçülebilir, ulaşılabilir, gerçekçi ve zamana bağlı bir hedef oluşturabilirsiniz (Daha detaylı okuma için SMART metodunu araştırabilirsiniz). Gün içerisinde hedefinizi gerçekleştirdikten sonra ise 365 ataşın bulunduğu kavanozdan diğerine bir adet ataş atmalısınız. Alışkanlığı oluşturmak ve tekrarlamayı bırakmamak için birkaç yöntemi birleştirebilirsiniz. Örneğin her ayın sonunda kavanozdaki ataşları sayıp yapmadığınız günler için kendinize etkili bir ceza belirleyebilirsiniz. Eğer tüm ay belirlediğiniz davranış hedefini gerçekleştirirseniz bu noktada ataşlarınıza ek olarak kendinize ekstra bir ödül belirleyebilirsiniz.
Son olarak unutmayın ki “Sonuçlarınız, alışkanlıklarınızın gecikmeli ölçüsüdür.” İyi alışkanlıkları edinip kötü alışkanlıkları bırakma sürecinde ilerleme kaydettiğinizi fark etmeniz oldukça önemlidir. Bir sonraki yazımda buna değineceğim.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.
The content is for reference only, not a solicitation or offer. No investment, tax, or legal advice provided. See Disclaimer for more risks disclosure.
Sonuçlarınız alışkanlıklarınızın gecikmeli ölçüsüdür
Finansal piyasalarda bulunmak istiyorsanız kazanmanız gereken bazı alışkanlıklar bulunmaktadır. Bunlardan ilki sıklıkla vurguladığım finansal okuryazarlıktır. Finansal okuryazarlığınızı geliştirmek için davranışsal ekonomi, kitle psikolojisi, yatırımcı davranışları, finansal piyasalar gibi birçok konuda araştırmalar yapmalı, bol bol kitap okumalı, podcast dinlemeli ve ilgili konularda videolar izlemelisiniz. Bir başka yazımda içeriklerden kısa özetler vererek bireysel yorumlarla birlikte önerilerde bulunabilirim.
Finansal okuryazarlığınızı geliştirmeniz tek başına yeterli olmayacaktır. Bunun yanı sıra kendinizi teknik ve temel analiz bağlamında da geliştirmeniz gerekmektedir. Teknik analiz öğrenmeye yeni başlayan birçok kişi durmadan grafik çalışmaya ve denemeye devam etmek konusunda zorlandığını ifade etmektedir. Bugünkü yazımda daha çok bu konuya odaklanmak istiyorum.
Zorlukları kabullenmekle başlayabilirsiniz
Bu duruma yol açan temel sebepler incelendiğinde kişinin kendi yetkinliğinin ne düzeyde olduğundan emin olamaması, davranışlarının sonuçlarını hemen görememesi, sürekli aynı eylemin tekrarlanmasının sıkıcı olması, kişinin hayatında farklı önceliklerinin bulunması, hayatını sürdürebilmesi ve gündelik ihtiyaçlarını karşılaması için belirli miktarda paraya ihtiyaç duyması ve hızlı para kazanma isteği gibi birçok sebep sayılabilir. Bunların her biri de haklı sebepler olabilir fakat yine de eğer finansal piyasalarda bulunmak ve yatırımcı veya trader olmak istiyorsanız düzenli olarak takip etmek zorunda olduğunuzu bilmeniz ve işe bu ön koşulla başlamanız gerekmektedir. Özellikle kripto piyasalarının 7/24 açık olduğu ve piyasaların farklı borsaların (İngiltere Borsası, Çin Borsası, ABD Borsası vs.) açılışından veya kapanışından etkilendiği göz önünde bulundurulursa takip etmeniz gereken çok fazla faktör vardır. Yapmanız gereken ilk şey bu durumu ve zorlukları kabullenmek olacaktır (çünkü burası böyle bir yer).
Başarısızlıkla barışmak
İkinci kabul etmeniz gereken şey ise sürecin her zaman yukarı doğru değil, tıpkı kalp ritmi gibi yukarı aşağı şeklinde olacağıdır. Alışkanlıklar doğası gereği rutine dönüştükçe daha az ilgi çekici ve tatmin edici hale gelmeye başlar. Bir süre sonra aynı şeyi yapıp durmaktan sıkılırsınız. Sürekli motive olunabilen bir işte herkes çalışabilir fakat asıl fark yaratan şey, işe heyecan verici olmadığı zamanlarda da devam edebilmektir. Kusursuz olmanın tek yolu, aynı şeyi defalarca kez yapmaktan ve bunu sevebilmeyi öğrenmekten geçmektedir. Birçok başarılı insana (Kobe Bryant, Cristiano Ronaldo, Henry Ford, Stephen King, Thomas Edison, Bruce Lee) baktığınızda defalarca kez başarısız da olsalar tekrarlamayı bırakmadıklarını ve başarısızlıkla barışılması, ondan faydalanılması gerektiğini vurguladıklarını görebilirsiniz.
Bu yazıyı yazarken Nilay Örnek’in Nasıl Olunur adlı podcastinde Harun Tekin bölümünü dinliyordum. Mor ve Ötesi’nin solisti Harun Tekin de kendi başarısını tekrar ve sürekliliğe bağlamakta, “Alıştırmak mükemmelleştirir” felsefesine inandığını vurgulamaktaydı. Anlayabileceğiniz üzere hayatın her alanında profesyoneller programlarına bağlı kalıp tekrar ederken, amatörler ise hayatın araya girmesine izin verir ve az çabayla başarıya ulaşabileceğine inanır. Bunu sağlamak adına yazının devamında bazı taktikler de vereceğim.
Denemekten başka yol yok
Tekrarlama ve deneme ile ilgili James Clear’ın Atomik Alışkanlıklar kitabında bahsettiği bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Florida Üniversitesi’nde profesörlük yapan Jerry Uelsmann ilk ders gününde film fotoğrafçılığı öğrencilerini iki gruba ayırmıştır. Sınıfın sol tarafındaki herkesin “nicelik” grubu (yani ürettikleri çalışmaların sayısına göre not alacaklar), sağ tarafındaki herkesin ise “nitelik” grubu olacağını (yani ürettikleri tek bir çalışmanın kalitesine göre not alacaklar) söylemiştir. Dönem sonunda ise en iyi fotoğrafların “nicelik” grubundaki kişiler tarafından ortaya konduğunu görmüş ve bu duruma şaşırmıştır. James Clear’a göre bu durumda şaşılacak pek bir şey yoktur çünkü sol taraftaki öğrenciler dönem boyunca birçok fotoğraf çekmiş, farklı yöntemler denemiş, hatalarından ders çıkararak en iyi fotoğraflara ulaşmıştır. Öte yandan “nitelik” grubundaki kişiler ise çektikleri fotoğraf için spekülasyon yapmaktan öteye gidememişti. Hocalarını fotoğraflarının neden çok kaliteli olduğuna ikna etmeye çalışıyorlardı. Görebileceğimiz üzere ne kadar çok denersek o kadar öğrenmeye yatkın oluyoruz.
Benzer örneği kripto piyasalarında da görebilmekteyiz. Sürekli tekrar ve sayısız test konusunda en iyi örnek olabilecek ve bunu sıklıkla tekrar eden Efloud’u temel alalım. Tweetlerine bakıldığında yalnızca analizlerini atmakta ve planını açıklamaktadır. Sayısız kez tekrar ettiği şeyi bir kere daha tekrar etmektedir. Öte yandan kripto fenomenlerinin çoğuna baktığınızda ise “bilemedikleri/yanıldıkları” birçok şeyi haberlere, insider yatırımcılara, kripto para borsalarına ve manipülasyonlara dayandırmaktadır. Birçoğu tıpkı “nitelik” grubundaki öğrenciler gibi spekülasyonlar yapmaktadır… Dolayısıyla kendinize bahaneler bulmak ve para kaybetmek istemiyorsanız sıkılsanız da sürekli tekrar yapmak zorundasınız.
İyi alışkanlıkların bedeli şu anda, kötü alışkanlıkların ise…
Kişileri sürekli grafik çalışmaktan (finans piyasalarına yönelik somut bir örnek olması açısından yazı boyunca grafik incelemeyi alışkanlık haline getirme davranışını ele alacağım) ve iyi alışkanlıkları sürdürmekten alıkoyan bir başka sebep, davranışın kendisi ile sonuçları arasındaki zaman tutarsızlığıdır. “İyi alışkanlıklarınızın bedeli şu anda ödenir. Kötü alışkanlıklarınızın bedeli ise gelecekte.”
İnsan beyni yakın ve hızlı ödülleri geciken ödüllere tercih edecek şekilde gelişmiştir. İlk atalarımız günlerini ciddi tehditlere karşılık vererek, bir sonraki öğününü arayarak ve hayatta kalmaya çalışarak geçiriyordu. Dolayısıyla hızlı hazza yüksek değer biçmek daha adaptifti. Öte yandan birçok eylem için amaçlanan karşılıkları almak çok daha sonra gerçekleşmektedir. Örneğin para biriktiriyor ve yatırım yapıyorsunuz fakat karşılığını (belki) yıllar sonra alabiliyorsunuz. Dopamin kısmında da anlattığımız gibi hızlı ödüllendirilen davranışlar tekrarlanırken, hemen cezalandırılan eylemlerden kaçınılır. Elde ettiğimiz tecrübeler tatmin edici olduğunda o davranışı tekrarlama olasılığımız da artmaktadır. Bu nedenle bir alışkanlığın yer edebilmesi için azıcık bile olsa başarılı hissedilmelidir. Bununla ilgili örnek bir taktik verebilirim.
Ataş tekniği nedir?
James Clear’ın kitabında gördüğüm ve oldukça efektif bulduğum bir yöntem olan “ataş tekniği” ile hem mevcut ilerlemenizi görebiliyor hem de alışkanlığınızı görselleştirerek somut ve sayısal bir şekilde çerçevelendirmiş oluyorsunuz. İhtiyacınız olan şey yalnızca biri boş, diğeri 365 adet ataş ile dolu iki kavanozdan ibaret. Sonrasında ise kendinize bir davranış hedefi belirlemeniz gerekmektedir. “Her gün iki saat grafiklere çalışacağım” gibi spesifik, ölçülebilir, ulaşılabilir, gerçekçi ve zamana bağlı bir hedef oluşturabilirsiniz (Daha detaylı okuma için SMART metodunu araştırabilirsiniz). Gün içerisinde hedefinizi gerçekleştirdikten sonra ise 365 ataşın bulunduğu kavanozdan diğerine bir adet ataş atmalısınız. Alışkanlığı oluşturmak ve tekrarlamayı bırakmamak için birkaç yöntemi birleştirebilirsiniz. Örneğin her ayın sonunda kavanozdaki ataşları sayıp yapmadığınız günler için kendinize etkili bir ceza belirleyebilirsiniz. Eğer tüm ay belirlediğiniz davranış hedefini gerçekleştirirseniz bu noktada ataşlarınıza ek olarak kendinize ekstra bir ödül belirleyebilirsiniz.
Son olarak unutmayın ki “Sonuçlarınız, alışkanlıklarınızın gecikmeli ölçüsüdür.” İyi alışkanlıkları edinip kötü alışkanlıkları bırakma sürecinde ilerleme kaydettiğinizi fark etmeniz oldukça önemlidir. Bir sonraki yazımda buna değineceğim.
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.